AMİDA HABER – Türkiye’de 2013 yılında yaşanan “Barış ve Çözüm Süreci”nde 63 kişilik “Akil İnsanlar Komisyonu”nda yer alan Doç. Dr. Vahap Coşkun, hem iç hem de dış dinamiklerin Türkiye’ye yeni bir süreci dayattığını söyledi. Rudaw TV’ye olası bir çözüm sürecinin işaretleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Coşkun, iç ve dış şartların Türkiye’ye böyle bir süreci dayattığının altını çizdi.
‘DEM’in desteği olmadan olmaz’
Coşkun, şöyle konuştu: “Süreç, Orta Doğu’da büyük bir yangının yaşandığı 2013-15 yıllarında başladı. O dönemde ateşin Türkiye’ye sıçramaması için kendi içinde barışı inşa etmesi gerekiyordu. Bu yüzden süreç başlatılmıştı. Bugün de öyle düşünüyorlar. Şartlar ve koşullar buna uygundur. Sadece bölge açısından değil Türkiye’nin kendi içindeki durum için de geçerli. Bugün Türkiye’de bir ekonomik kriz var. Bunu nasıl çözeceksiniz? Bir yandan yeni bir anayasa yazmak istiyorsunuz, bunu nasıl yapacaksınız? DEM Parti‘nin desteği olmadan bunu yapamazsınız. Mecliste ortaklık kurmazsanız yapamazsınız. Hem dış politikada hem de iç politikada yeni bir sürece büyük ihtiyaç var.”
‘CHP engel olmuyor’
Coşkun, CHP’nin olası bir çözüm sürecindeki rolüne değindi. Önceki çözüm sürecinde CHP’nin olumsuz rol oynadığını hatırlatan Vahap Coşkun, “CHP o dönem birçok engel çıkardı ancak bugün engel de olmuyor. Dolayısıyla bu AK Parti’nin, hükümetin elini güçlendiriyor” dedi. DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi’nin de olası bir çözüm sürecine karşı olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Coşkun, şunları söyledi: “Önceki süreçte en büyük engeli milliyetçiler çıkarmıştı. MHP bu sürece karşıydı. MHP’nin yeni süreçte yer alması iktidar açısından çok iyi bir durum ortaya çıkaracak. Çünkü en büyük protestolar o cepheden geliyordu. Ama bu cephe bu işin içinde yer alırsa, bu süreçte yer alırsa o zaman iktidarın eli daha güçlü olur. Bahçeli’nin açıklamasından da bu görülebiliyor.”
Müzakere kiminle yapılacak?
Sürecin, aktörlerinin kimler olacağı konusunda da öngörüsünü paylaşan Coşkun, şu değerlendirmelerde bulundu: “Eğer silahlardan kurtulmak istiyorsanız, silah kimin elindeyse onunla müzakere yapmalısınız. Onlarla alıp vermelisiniz. Dolayısıyla PKK ve Öcalan da bu süreçte yer alacak. Zaten işaretler de var. Devlet bu süreci en çok Öcalan üzerinde yürütmek istiyor. Dolayısıyla Öcalan burada aktör olarak yerini alacak. PKK de yer alacak. Öcalan PKK’nin lideri olsa da PKK yönetiminde yer almıyor. PKK yönetimi farklıdır. PKK yönetiminin süreç için ikna edilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu süreçte hem Öcalan hem de PKK yer alacak. Öte yandan DEM Parti de yer alacak. Bir süreç yürütmek istiyorsanız bunun hukuka göre olması, hukuki zeminde yürütülmesi gerekiyor. Hukuki süreç nerede işleyecek? Tabii ki Meclis’te. Meclis’te de DEM Parti var. Onun da yer alması gerekiyor”
Doç. Dr. Vahap Coşkun kimdir?
Doç. Dr. Vahap Coşkun Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, aynı üniversitede yüksek lisans yaptı. Doktorasını da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yapan Coşkun, Dr. unvanını aldı.
Şu an Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.
Diyarbakır güne gergin uyandı!
Muhtelif gazete ve dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi olan Coşkun, İnsan hakları, demokrasi, Kürt sorunu ve bunun hukuki yansımaları üzerine çalışmalarıyla bilinmektedir.
Vahap Coşkun, 3 Nisan 2013 tarihinde hükûmet tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil İnsanlar listesinde yer aldı.
Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün (DİSA) Yönetim Kurulu Başkanı olan Coşkun, Kürt sorununun çözümü ve insan hakları hakkında üç kitap yazmıştır.