Devlet Bahçeli grup toplantısında “Tecrit kaldırılsın Öcalan gelsin, Dem Parti grup toplantısında konuşsun .Örgütünün lağvedildiğini haykırsın. bu dirayeti gösterirse umut hakkı için yasal düzenleme yapılsın. Bunu sineye çekmeye hazırız” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin bu açıklamaları üzerine taraflar Kürt sorunu için bu güne kadar ne söylediler biraz geçmişte ki söylemlerine bakmakta fayda var. Mesela Öcalan rahmetli Mehmet Ali Birand’da verdiği bir röportajda şöyle diyor. “Devletin bir liderlik sorunu var. Ama ben Kürtler’in ekseriyeti yani büyük çoğunluğu beni dinler diyor. Bu röportajın üzerinden otuz yıldan fazla zaman geçti. Bundandır Bahçeli’nin bu açıklamaları kıymetlidir. Çünkü Kürt sorunu gibi devasa bir sorunu çözmek gerçekten ciddi bir liderlik ister. Kürt sorunu yüz yıllık bir mesele, son 45 yılını çatışmalarla geçiren bir sorun.
Onun için her çözüme sunulan katkı ve söylem kıymetlidir. Ve şairin dediği gibi dağlarına bahar gelmiş memleketimin. Dağlarına bahar gelecekse herkesin bu süreçte üstüne düşeni yapma zorunluluğu vardır. Kürt tarafının muhatabı belli öyle anlaşılıyor ki devlet tarafının liderlik sorunu görünmüyor. Onun için onurlu bir barış iki taraf için elzemdir. Tabii birileri ortada Bahçeli’nin söylemleri dışında bir şey yok diyebilirler. Ama net olan bir şey var bir görüşme olmasa Bahçeli’nin çıkıp bunları söylemez. Öyle anlaşılıyor devlette Öcalan’da geçmiş süreçlerde çıkardıkları sonuçlar vardır. Bu sefer öyle anlaşılıyor taraflar aracı kullanmadan görüşüyorlar gibi görünüyor. Kamuoyuna açıklamaları kendilerine yapacak gibi geliyor. Mecliste grubu bulunan partilerden iyi parti dışında olumsuz bir tepki görünmüyor. Temennimiz odur ki; bu denklemde herkes olumlu bir şekilde rolünü ortaya koymalıdır.
Hatta 29 Ekim’de Sayın Öcalan’ın sesini duyma ihtimalimiz çok yüksek görünüyor. On yıl öncesinde başarılamayan barış süreci on yıl boyunca binlerce insanın ölümüne, börtü böceğin, yaşamı ve doğanın tahrip edilmesine yüzlerce insanın cezaevine, milyarlarca dolarlık ekonomik kayba sebep olmuştur. Tüm bunlara baktığımızda Kürt kamuoyu bu açıklamalara temkinli yaklaşıyor. Çünkü onlara göre devlet her süreci kendine göre şekillendiriyor. İstedikleri olmayınca süreç yeniden başa sarıyor. Bu yüzden temkinliler. Evet Bahçeli konuştu şimdi de sıra Öcalan’da. Öcalan’ın konuşma su için şartların yaratılması lazım . Her ne kadar geçen günlerde gazeteci Amberin Zaman bir yazısında Öcalan’ın Kandil’le üç kez telefon görüşmesi yaptığını söylese de Kürt tarafının direk Öcalan’ın kendisinden duymadıkları sürece ikna olma şansı yok. Onun için 29 Ekim’de hem Türkiye kamuoyuna, Kürt kamuoyuna Öcalan’ın sesini duyurabilirler gibime geliyor.