TİGRİS HABER – Genel Kurul’da söz alan Tanrıkulu, cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluklara ve hak ihlallerine dikkat çekerek iktidar sıralarına “Cezaevlerinde muhaliflere düşman ceza hukuku uyguluyorsunuz. Hayatın her alanında hukuk dışı uygulamaları bilerek ve isteyerek yapıyorsunuz” sözleriyle seslendi.
Hukuk devleti olmanın ölçütünün cezaevleriyle belirlenebileceğini söyleyen Tanrıkulu, “Bir devletin hukuk devleti olup olmadığının ölçüsü cezaevlerinde uyguladığı rejimle ilgilidir. Çünkü cezaevinde bulunan tutuklulara, uygulanacak hukuk, bir devletin hukuk devleti olup olmadığının ölçüsüdür” ifadelerini kullandı.
“Adalet ve Kalkınma Partisinin sicili kabarık”
Tanrıkulu, yeni inşa edilen cezaevlerini, cezaevlerindeki koşulları, hasta tutukluları işaret ederek “Adalet ve Kalkınma Partisinin son on yıllık bu sicili kabarık. Kadın tutuklar var, hastalar var, yaşlılar var, siyasi mahkumlar var ve yeni inşa edilen cezaevleriyle 12 Eylül faşist rejiminin devamı bir anlayışla insanları tecrit altına tutan, ölüme mahkum eden, yalnızlaştıran ve onu insan onurundan yoksun bırakan biçimde inşa ediyorsunuz” dedi.
Tanrıkulu Genel Kurul’da yaptığı konuşmayı X hesabından da paylaştı.
Paylaşım şöyle:
CEZAEVLERİNDE MUHALİFLERE DÜŞMAN CEZA HUKUKU UYGULUYORSUNUZ! HAYATIN HER ALANINDA HUKUK DIŞI UYGULAMALARI BİLEREK VE İSTEYEREK YAPIYORSUNUZ!
Bir devletin hukuk devleti olup olmadığının ölçüsü cezaevlerinde uyguladığı rejimle ilgilidir. Çünkü cezaevinde bulunan tutuklulara, uygulanacak hukuk, bir devletin hukuk devleti olup olmadığının ölçüsüdür. Uzun zamandır cezaevlerinde insancıl hukuktan uzak, insan haklarından uzak, adeta düşman ceza hukuku uygulanıyor.
Cezaevlerindeki insan hakları ihlalleri aynı zamanda iktidarların ve devletin sabıka kaydıdır. Adalet ve Kalkınma Partisinin son on yıllık bu sicili kabarık. Kadın tutuklar var, hastalar var, yaşlılar var, siyasi mahkumlar var ve yeni inşa edilen cezaevleriyle 12 Eylül faşist rejiminin devamı bir anlayışla insanları tecrit altına tutan, ölüme mahkum eden, yalnızlaştıran ve onu insan onurundan yoksun bırakan biçimde inşa ediyorsunuz. En son S ve Y tipi cezaevleri rejimi bu rejimdir.
Kurduğunuz infaz ve gözlem kurullarıyla insanların özgürlüklerine müdahale ediyorsunuz, sürekli bir biçimde gasp ediyorsunuz. İnsanları bulundukları ikametlerin ve yargılandıkları ikametinin çok dışında yerlere göndererek ailelerini ve kendilerini mahkum ediyorsunuz, yollarda ölüme mahkum ediyorsunuz.
Çocuklarını göremeyen ekonomik nedenlerle ve başka nedenlerle yedi yıllık, sekiz yıllık görüşme yasakları var. Bütün bunlar sizin iktidarınız döneminde oluyor. Cemaat üyesi diye darbeyle ilgisi olmayan birçok yaşlı insanı sadece mensubiyetleri nedeniyle ölüme mahkum ediyorsunuz, cezaevlerinde yaşlı ve hasta olmalarına rağmen infaz ve gözlem kurulları bunların şartla salıverilmesini geri alıyor.
Tecrit meselesine gelince, bir hükümlüye özgü tecrit rejimi olamaz. Bir hükümlü bulunduğu cezaevinde 44 ay boyunca avukatlarıyla ve ailesiyle görüşme yasağına tabi tutulamaz. Bugün Anayasa Mahkemesi kararı çıktı; her hükümlünün hem yakınlarıyla hem avukatlarıyla görüşme hakkı var, dahası ifade özgürlüğü var.
Anayasa Mahkemesi 20 hükümlüyle ilgili olarak başvuruda ifade özgürlüğünü ihlal kararı verdi. Dolayısıyla bütün bunlarla siz demokratikleşmeyi, hukuk devleti olmayı başaramazsınız.”