Ardıl BATMAZ
TİGRİS HABER – Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı Narin Güran iddianamesini değerlendiren eski savcı Ali Yavuz Aktan, “Ceza Muhakemesi Kanununa göre yüzde birlik bir soru işareti bile olsa o kişinin mahkûm edilmemesi gerekir. Ancak bazen mahkemeler yan deliller ve beyanlarla suçun ortaya çıktığına dair kanaat oluşturulabiliyor” dedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 21 Ağustos’ta Diyarbakır’da kaybolan ve cansız bedeni 8 Eylül’de bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüyle ilgili hazırladığı iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Narin’in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve ailenin komşusu Nevzat Bahtiyar’ın, “iştirak halinde çocuğu kasten öldürmekle” suçlandığı yargılamanın ilk duruşması bugün görülecek.
Asıl failin kim olduğu ve cinayetin hangi sebeple işlendiğine dair bulguların yer almadığı iddianameyi, Diyarbakır eski Cumhuriyet Savcısı Avukat Ali Yavuz Aktan değerlendirdi. Şüpheden sanık yararlanır ilkesine vurgu yapan Aktan, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran’a ilişkin beraat kararının da hukuki ihtimaller arasında olduğunu belirtti. Dayanışmanın Kadın Hali Derneği üyesi Avukat Şirvan Yakut ise Narin Güran dosyasındaki soruşturma sürecindeki ihmal ve yetersizliklere dikkat çekerek, “Bu şekilde başlayan bir soruşturma da tam da önümüzdeki dosya gibi cezasızlık politikasına yol açıyor” dedi.
AKTAN: Suçlunun yüzde yüz ispat edilmesi gerekir
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı 14 sayfalık iddianamede, aile bireylerinin suç ortaklığına işaret edilerek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor ancak asıl failin kim olduğu ve cinayetin neden işlendiği belirtilmiyor. Diyarbakır Barosuna göre bu belirsizliğin sebebi, soruşturma sürecinde yaşanan ihmaller. Diyarbakır eski Cumhuriyet Savcısı Avukat Ali Yavuz Aktan’a göre de, olayın kamuoyunda geniş yankı yaratması nedeniyle titiz bir inceleme yürütülmüş olsa da, deliller arasında bazı eksiklikler ve belirsizlikler mevcut.
Narin Güran iddianamesini değerlendiren Aktan, dosyanın mevcut haliyle her dört sanık açısından da Narin Güran’ı öldürmeyle ilişkilendirilebilecek mutlak, somut, tartışmasız verilerin ve delillerin olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirtti. “Bir kişinin mahkûm edilebilmesi için suçunu yüzde yüz ispat etmemiz gerekir” diyen Aktan, “Savcılık, iddianamesini hazırlarken maddi delillere bağlı kalmak zorunda. Savcılığın bunun dışında bir yorum yapması, biraz da kamuoyunun beklediği gibi magazinsel davranması söz konusu olamaz. Bu soruşturmada elde edilen donelere göre yapılan bir tespit var ve bunun ötesinde bir şey beklemek farazi olur. Ceza Muhakemesi Kanununa göre yüzde birlik bir soru işareti bile olsa o kişinin mahkûm edilmemesi gerektiğine dair yüzlerce Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay Dairesi kararları var. Ceza yargılaması mantığında, varsayımlarla, olasılıklarla, faraziyelerle, yorum yapılarak mahkûmiyet kararı verilemez denen çokça uygulama mevcut. Ancak Yargıtay’dan geçen çokça dosyadan da biliyoruz ki mahkemeler zaman zaman bu tarz yan deliller ve beyanlarla doğrulandığını kabul ettikleri olgular bakımından suçun sübuta erdiğine dair kanaat oluşturabilmektedirler. İddianamede Narin Güran’ın ağzının ve burnunun kapatılarak boğulma suretiyle öldürüldüğü belirtiliyor. Ancak bununla ilgili somut olarak A şahsı ya da B şahsı bunu yapmıştır denilmiyor. İddianamede böyle bir tespit yok. Böyle bir tespite ulaşılabilmesi için Narin Güran’ın cansız bedenine sıcağı sıcağına ulaşılması gerekiyordu ve oradan çıkacak bir DNA ile fail tespit edilebilirdi. Bu tespit edilemediği için HTS kayıtları ve ölüm saati olarak nitelendirilen yaklaşık yarım saatlik zaman dilimi içerisinde evde ve evin çevresinde olan, birbiriyle görüşen kişilerin birlikte hâkimiyet kurarak bu cinayeti işlediğine ilişkin bağ kurmaya çalıştı savcılık makamı. Ama burada asıl soru, mahkeme yargılama sırasında buna ne kadar değer verecek? Savcılığın bu değerlendirmesini yüzde yüz ispat dediğimiz kurama göre yeterli sayacak mı yoksa ‘burada bir şüphe var, bu şüpheden de sanık istifade etmelidir’ mi diyecek, bunu yargılama sırasında göreceğiz. Biz bu konuda yargılamaya müdahale etmiş olmayalım ama burada oluşan kamuoyu baskısı ve hassasiyetin de tesis olunacak kararda etkili olabileceğini düşünüyorum” dedi.
“şüpheden sanık faydalanır ilkesiyle, beraat kararı da verilebilir
Narin Güran’ın annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran açısından değerlendirmelerde bulunan Aktan, “Ceza yargılaması sistemimizde şüpheden sanık faydalanır ilkesi gereğince beraat kararı da verilebilmektedir. Ayrıca ceza kanunumuzda yakın aile bireylerini ihbar etme yükümlülüğü bulunmuyor. Sizin kendi yakınlarınızı saklamanız, onu kayırmanız suç teşkil etmiyor. Mahkeme bu perspektifle olaya bakarsa farklı kararlar verebilir, Narin’in öldürüldüğü o yarım saatlik zaman aralığında evde olup biten hadiseye iştirak ettikleri üzerinden durumu değerlendirirse farklı karar verir. Bizim temennimiz hem olayın vahameti hem kamuoyunun hassasiyeti hem de adil yargılanma ilkesinin korunacağı sağlıklı bir yargılama yapılması ve adil bir karar verilmesidir” ifadelerini kullandı.
Avukat Şirvan Yakut: medya ve kamuoyu baskısı olmasa unutulacaktı
Peki, Narin Güran dosyasındaki delil toplama sürecinde yaşanan eksiklikler davanın cezasızlıkla sonuçlanmasına yol açabilir mi? Dayanışmanın Kadın Hali Derneği (DAKAHDER) üyesi Avukat Şirvan Yakut yanıtladı: “Birçok kadın ve çocuk cinayetinde benzer bir sürecin yaşandığını görüyoruz. Narin’in kaybolmasıyla / kaybettirilmesi ile başlayan bu durum 18 günlük büyük bir sürenin sonucunda katledilmesiyle sona erdi. Yargı profesyonellerinin ve kolluk kuvvetlerinin soruşturmanın başladığı ilk andan beri sergilediği tutum ve davranışlar, ortaya konulan hukuki tavır, kovuşturma süreci, gerçek faillerin cezalandırılması noktasında önemli bir etken. Ancak hemen her dosyada olduğu gibi Narin Güran dosyasında da soruşturma sürecindeki ihmal ve yetersizlikler; delillerin karartılması, gizlenmesi, yok edilmesi ve gerçek faillerin bulunamaması sonucunu ortaya çıkarıyor. Bu şekilde başlayan bir soruşturma da tam da önümüzdeki dosya gibi suçun kim- kimler tarafından, ne zaman, nerede, ne şekilde gerçekleştirildiğinin açıkça ortaya konulamadığı bir hale, dolayısıyla cezasızlık politikasına yol açıyor.”
Narin Güran olayında medya ve kamuoyu baskısı olmasaydı Narin’in de akıbeti bilinmeyen, aynı köydeki diğer periyodik çocuk kayıp ve cinayetleri gibi binlerce kayıp ihbarından biri olarak unutulup gideceğini söyleyen Yakut, bugün görülecek ilk duruşmada dosyaya katılma talebinde bulunacaklarını söyledi: “Tüm delil karartma, gizleme çalışmalarına rağmen umuyoruz ki faillerin cezalandırılması için dosyada yeterli somut delil ve bilgi koruma altına alınabilmiştir. Dayanışmanın Kadın Hali Derneği olarak Narin’in faillerinin yargılandığı ilk duruşmada bizler de olacağız ve dosyaya katılma talebi sunacağız. Kadın ve çocuk cinayetlerinin politik olduğunu bir kez daha söylüyoruz. Dosyanın takipçisi olacağız. Bu tüm kadın ve çocuk cinayetlerinin aydınlatılması, güvenle yaşanılabilecek bir toplum yaratılabilmesi için sorumluluğumuzdur.”