“Orhan İnce’nin sineması, bir halkın kimliğini, umutla ve zorluklarla örülü hikâyelerde sonsuz bir samimiyetle yeniden var etmektir.”
Orhan İnce’nin yönetmenliğini yaptığı ‘’HÊVÎ’’ 11. Uluslararası Duhok Film festivalinde yarışacak. Daha önce 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivalinde yarışan ve orada Umut Veren Erkek Oyuncu ödülü alan Hêvî, festival yolculuğuna devam ediyor.
Orhan İnce(Tercihinde benimde emeğim olan öğrencim), Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nden mezun olmuş, yüksek lisansını ise aynı üniversitenin Güzel Sanatlar Enstitüsü Film-Tasarım Bölümü’nde başarıyla tamamlamıştır. Şimdiye kadar yazıp yönettiği üç kısa film – Buğdaylar Dökülürken (2010), Ali Ata Bak (2012) ve Âdem Başaran (2015) – ulusal ve uluslararası arenada büyük ilgi görmüş, yaklaşık 150 festivalde gösterilmiş ve 40 ödül kazanmıştır. Ali Ata Bak ve Âdem Başaran, Türkiye’de gösterimde oldukları yıllarda en çok ödül alan kısa filmler arasında yer almıştır. İlk uzun metraj projesi Hêvî (Umut) ile Kültür Bakanlığı’nın “İlk Uzun Filmini Çekecek Yönetmen” kategorisinden destek almaya hak kazanmış, ayrıca TRT 12 Punto Senaryo Günleri’nde “TRT Ön Alım Ödülü ”nü kazanmıştır. İnce’nin projeleri, Köprüde Buluşmalar Film Geliştirme Atölyesi, Bosphorus Film Lab, Antalya Film Forumu, Malatya Ertem Eğilmez Aile Filmleri Fonu, GAIFF Pro C2C Market ve Balkan Film Market gibi prestijli platformlarda da yer bulmuştur.
Orhan İnce, Kürt sineması içinde yer alan özgün yönetmenlerden biridir. Çalışmaları, Kürt kültürü, dili ve toplumsal gerçekliklerini sanatsal bir dille aktarma çabasını yansıtır. Onun sineması, bireysel hikâyeler üzerinden evrensel temaları ele alırken, aynı zamanda Kürt kültürünün benzersiz unsurlarını ön plana çıkarır.
Kürt sineması, genellikle politik temaların ve Kürt kimliğinin ana odak noktası olduğu bir gelenek oluşturmuştur. Orhan İnce, bu gelenekte yer alırken daha bireysel ve insani temaları vurgular. Filmlerinde, ekonomik mücadele, aile bağları ve umut gibi konuları işlerken, kültürel gerçeklikleri ve dilin önemini yadsımaz. Özellikle Kürtçe dilinin kullanımını ve karakterlerin günlük yaşamda karşılaştıkları dilsel engelleri doğal bir şekilde işlemeyi başarmıştır.
Orhan İnce, Kürtçe film yapmanın zorluklarına dikkat çeker. Özellikle oyuncu seçimi konusunda sınırlı seçeneklere rağmen, amatör oyuncularla çalışarak onların yeteneklerini ortaya çıkarmaya odaklanır. Bu, yönetmenin sezgisel yaklaşımıyla birleşerek filmlerinde samimi ve doğal bir atmosfer yaratmasını sağlar. Örneğin, bir filminde başrol için bir buçuk yıl boyunca oyuncu adayını hazırlamış, ancak son kararını çekimlerden hemen önce vermiştir.
Orhan İnce, filmlerinin çekimlerinde coğrafyanın gücünden faydalanır. Bingöl gibi bölgelerde, doğal taş evler ve zorlu coğrafi koşullar filmlerine otantik bir hava katar. Bu mekân seçimi, hem karakterlerin hikâyesini derinleştirir hem de seyirciye estetik bir deneyim sunar.
İnce’nin filmleri, bireysel hikâyeler üzerinden toplumsal eleştiriler sunar. Örneğin, karakterlerin resmi kurumlarla Türkçe, günlük yaşamda ise Kürtçe konuşmaları gibi ayrıntılar, toplumsal uyum ve kültürel çatışmaların sinematik bir ifadesidir. Ayrıca, ekonomik mücadele ve saadet zincirleri gibi konular üzerinden modern toplumun ahlaki ve ekonomik sorunlarına eleştiriler getirmiştir.
Orhan İnce, Kürt sinemasının gelişiminde hem estetik hem de içerik anlamında önemli bir figürdür. Filmleri, bireysel hikâyelerle Kürt toplumunun kültürel ve sosyal dinamiklerini harmanlar. Bu özelliğiyle, Kürt sineması içinde özgün bir yer edinmiştir ve sinemaseverlere evrensel temalar üzerinden Kürt gerçekliğini anlama fırsatı sunar.