“Anaokulunda başlayan felsefe eğitimi, çocukları düşünsel bir yolculuğa çıkarmak için en değerli adımdır.”
Türkiye’de felsefe eğitimi lise düzeyinde başlamaktadır ve anaokulunda, ilkokulda ve ortaokulda felsefe eğitimi verilmemektedir. Bunun bazı nedenleri bulunmaktadır. Öncelikle, eğitim sisteminin genel yapısı içinde felsefe gibi soyut düşünce alanlarına ayrılan zaman ve kaynakların sınırlı olması, erken yaşta felsefe eğitimine öncelik verilmesini zorlaştırmaktadır. Ayrıca, okul öncesi eğitimde vurgulanan beceri ve kazanımlar genellikle temel okuma, yazma, matematik gibi alanlara odaklanırken, felsefe gibi konuların erken yaşlarda öğretilmesi için yeterli hazırlık ve rehberlik materyallerinin eksikliği de etkili olabilir. Ayrıca, bazı velilerin bu yaş grubundaki çocukların felsefi kavramları anlamakta zorlanacaklarını düşünmeleri ve bu eğitimin erken yaşlarda verilmesinin gerekliliği konusundaki farkındalık eksikliği de bir engel teşkil edebilir.
Ancak, erken yaşta felsefe eğitiminin çocukların düşünsel kapasitelerini genişletebileceği, sosyal ve duygusal gelişimlerine olumlu katkılar sağlayabileceği ve onları daha bilinçli bireyler yapabileceği yönünde giderek artan bir farkındalık bulunmaktadır. Bu bağlamda, felsefe eğitiminin erken yaşlarda başlatılması konusunda yapısal ve eğitim politikalarında değişikliklerin düşünülmesi önem arz etmektedir.
Felsefe, düşünceyi, sorgulamayı ve anlamayı teşvik eden bir disiplindir. İnsanların yaşamları boyunca karşılaştıkları sorunları daha derinlemesine kavramalarına yardımcı olur ve eleştirel düşünme yeteneklerini geliştirir. Peki, bu değerli disiplinin eğitimine ne zaman başlanmalı? Pek çok uzman, felsefe eğitiminin anaokulundan itibaren başlaması gerektiğini savunmaktadır ki bende bu görüşteyim.
Çocuklar, erken yaşlardan itibaren dünyayı keşfetmeye ve anlamlandırmaya çalışırlar. Bu dönemde onlara felsefi düşünme becerileri kazandırmak, sorgulama, merak ve eleştirel düşünme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Örneğin, çocuklara “Arkadaşlık nedir?” veya “Adalet nedir?” gibi temel sorular sormak, onların bu kavramlar üzerine düşünmelerini sağlar. Bu tür sorular, çocukların düşünce süreçlerini derinleştirir ve onları daha analitik düşünmeye teşvik eder.
Anaokulu çağındaki çocuklar, dünyayı ve etraflarındaki ilişkileri keşfetmeye başlarlar. Bu dönem, temel ahlaki ve etik değerlerin öğrenilmeye başlandığı kritik bir zaman dilimidir. Felsefe eğitimi, bu değerlerin daha derinlemesine anlaşılmasına ve içselleştirilmesine katkı sağlar. Örneğin, çocuklar adalet, dürüstlük, empati gibi kavramlar üzerine düşünerek, bu kavramların ne anlama geldiğini ve günlük hayatta nasıl uygulanabileceğini keşfederler.
Felsefe dersleri, çocuklara sadece “doğru” ve “yanlış” arasındaki farkları öğretmekle kalmaz, aynı zamanda kendi değer sistemlerini oluşturmaları için bir platform sunar. Örneğin, bir çocuk paylaşım yaparken veya bir arkadaşına yardım ettiğinde, bu eylemleri neden doğru bulduklarını düşünmeye teşvik edilirler. Bu düşünsel süreçler, onların içsel motivasyonlarını ve sorumluluk duygularını güçlendirir.
Felsefe eğitimi aynı zamanda çocukların başkalarının duygularını anlama ve onlara saygı gösterme yeteneklerini geliştirir. Empati kurma becerisi, çocukların sosyal ilişkilerinde daha başarılı olmalarını sağlar ve toplumsal uyum içinde daha sağlıklı bir şekilde büyümelerine yardımcı olur.
Felsefe, sadece mevcut bilgiyi sorgulamakla kalmaz, aynı zamanda yeni fikirler üretmeyi de teşvik eder. Çocukların hayal güçleri oldukça geniştir ve felsefi tartışmalar bu hayal gücünü besler. Farklı bakış açıları geliştirmelerine, sorunlara yaratıcı çözümler bulmalarına yardımcı olur. Bu süreç, onların gelecekteki akademik ve kişisel başarıları için sağlam bir temel oluşturur.
Felsefi tartışmalar, çocukların düşüncelerini ifade etmeleri ve başkalarının düşüncelerini dinlemeleri için bir platform sağlar. Bu süreç, onların iletişim becerilerini güçlendirir ve empati yeteneklerini geliştirir. Felsefe eğitimi alan çocuklar, kendi fikirlerini savunurken aynı zamanda başkalarının görüşlerine de saygı duymayı öğrenirler.
Felsefe eğitiminin anaokulunda başlaması, eğitimde bütüncül bir yaklaşımı destekler. Çocuklar sadece matematik, dil veya fen bilimleri gibi disiplinlerde değil, aynı zamanda düşünme ve anlamlandırma becerilerinde de gelişirler. Bu da onların daha dengeli ve iyi yuvarlanmış bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlar.
Felsefe eğitiminin anaokulundan itibaren başlaması, çocukların düşünsel, etik ve sosyal gelişimlerine önemli katkılar sağlar. Eleştirel düşünme, değerler, yaratıcılık ve iletişim becerileri gibi alanlarda gelişimlerini destekler. Bu nedenle, eğitim sistemlerinin erken yaşlardan itibaren felsefi düşünmeyi teşvik eden programlar geliştirmesi büyük önem taşımaktadır. Böylece, çocuklar daha sorgulayıcı, bilinçli ve empatik bireyler olarak yetişebilirler.