DEM Partili Hakkari Belediyesi, CHP’li Esenyurt Belediyesi derken, DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne, Batman Belediyesi’ne, Halfeti Belediyesi’ne de kayyım atandı. Üstelik 2016 yılında HDP’li milletvekillerine yapılan haksız, hukuksuz siyasi operasyonunun yıldönümünde, paralel devletten miras alınan kumpasçılığın ayyuka çıktığı bir günde kayyım atadılar. Binbir hileye, kumpasa rağmen, üç dönem üst üste atanan 160 kayyıma rağmen iradesine sahip çıkmakta ısrar eden Kürt seçmene bir adım dahi geri attıramadılar. Bu haliyle ne içerde, ne dışarıda barış sağlanabilir, memlekete sükunet getirilebilir. Dahası çıplak gücün bu kadar pervasızca kullanıldığı, toplumsal iradenin bu kadar bastırıldığı, sivil yaşamın, siyasetin bu kadar hiçleştirildiği bir yerde abat olunamaz, ilerici insanlığa, uygar dünyaya doğru yol alınamaz. Belli ki MHP’yi yedeğine alan AKP iktidarı kaosta ısrar ediyor, halden düşürdüğünü sandığı Kürt halkını tanımıyor, akla ziyan topluma pompaladığı “bölücü terör” yaftasıyla, adaletle alakası kalmamış yargı marifetiyle teslim alabileceğini sanıyor. Büyük yanılıyor…
*
Halka verecek hiçbir şeyi kalmamış şımarık, kışkırtıcı, toplumu provoke etmenin dışında kayda değer hiçbir mahareti olmayan iktidarlar, her zaman kötü kaybetmiştir. Bu iktidar da kötü kaybedecek. Demokratik değerlere, barışa, eşitliğe, özgür yaşama parmak sallamasına, eli sopalı kravatlılarla, toplum nezdinde zerre kadar itibarı kalmamış yandaş medya, asker kafalı gazeteciler, akademiyle, bilimsel düşünceyle uzaktan yakından alakası olmayan apoletli profesörler, dahası mafya liderleri üzerinden sağa sola tehditler savurmasına, insan öldürmenin dışında hiçbir işe yaramayan silahlanmaya, kimi teknolojik imkanlara rağmen kaybedecek. Kötü olan toplumsal acı daha da derinleştirilecek, yokluk, yoksulluk daha da büyütülecek, acilen çözüm bekleyen Kürt sorunu hiç olmadığı kadar karmaşık bir hal alacak, ortak geleceğimizin can suyu olan toplumsal barış umarsızca bir kenara itilecek. Müneccim olmaya gerek yok, kendi halkıyla inatlaşan, iradesini hiçe sayan iktidarların yaratmayı becerebildikleri tablo budur. Bir tek umut yok edilemeyecek, çünkü hiçbir iktidarın gücü umudu yok etmeye, teslim almaya yetmiyor, yetmeyecek…
*
Demokratik yaşam, toplumsal barış, eşit yurttaş, özgür gelecek hayali ile mücadele eden, hak ve hukukta ısrar eden, iyi günde de, kötü günde de ülkenin tamamıyla ortaklaşmaktan geri durmayan Kürt halkını siyasettin dışına atmak, siyasi iradesini gasp etmek, kayyım marifetiyle iki dönem boyunca içi boşaltılmış, fütursuzca talana uğramış, Anayasaya aykırı kimi kanun ve genelgelerle iyice kuşatılmış, ümüğü sonuna kadar sıkılmış belediyelere el koymak çıkar yol değildir, olmayacaktır. Binlerce kuruma sahip, ülkeyi istediği gibi yöneten iktidarın halk tarafından seçilmiş belediyeleri Kürtlere çok görmesi, antidemokratik yöntemlerle el koyması kabul edilir bir durum değildir. Ortadoğu bir yana, bu anlayışla ülkede bile barış ortamı sağlanamaz, kangrenleşmiş sorunlar nihayete erdirilemez, biline…